gençlik! evet gençlik!!!

Medeniyetler arasında insanoğlunun yerini ve duruşunu sergileyen genç ve dinamik kitlelerdir. Her patlamada, her bombada fitili ateşleyen yine genç ve dinamik maddelerdir.

Sadece kendi ülkemizde değil bütün ülkelerde bu durum böyledir. Hangi olaya bakarsanız bakın, varlığında gençliğin olduğunu görürsünüz. Çünkü gençlik başlangıcı ifade eder, çünkü gençlik ilki temsil eder…zamanın şartlarına göre şekil alan bir gençlik, kendi çizgisini zamana göre değiştiren bir gençlik; modernizmi kendisine düstur edinen bir gençlik yenilmeye mahkum bir gençliktir. Bu güne kadar bütün ideolojilerin bel kemiğini gençlikler belirlemişse de bu ideolojilerin yıkılmasında da aynı etken yine gençlik olmuştur. Bazen kullanılan ve bazen kendini olayın akışına bırakan bir gençlik. Sürüklendiği noktada kendisine her daim pay çıkaran bir gençlik. Allah Teala indinde çok büyük öneme sahip olan gençlik özünden koparılmaya, güçsüzleştirilmeye ve etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor. Bir dönem gençlerin ideoloji tutkusu vardı ve her genç çeşitli ideolojilere sahipti. Kimisi ben koministim, kimisi ben milliyetçiyim ve kimisi ben kapitalistim derdi. Bu söylediklerimden çok bir zaman geçmemesine rağmen bugün gençlerimiz hiçbir ideolojik kavramla ilgilenmiyor. Gününü gün etmeyi, kişisel çıkarlarını ön plana çıkartarak kendisini tatmin etmeye ve bu sayede anlık mutluluğu elde etmeye çalışıyor. Bahsettiğim gençler üniversite sıralarında dirsek çürüten cinsten. Az önce söylediğim gençler kendi ideolojileri uğrunda okurlardı. Dertlerini, davalarını anlatmak için nice zahmete girerlerdi. Ancak bugün öyle yozlaşmış bir gençlikle karşı karşıyayız ki tarif etmek mümkün değil. Dedelerimiz bırakın çocuk okusun, yanlış olsa da bırakın okusun derdi; bırakın çocuklar örgütlere, ocaklara, teşkilatlara gitsin, gitsin de bir şeyler öğrensin. Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki kültürsüz bir millete söz geçirmekten daha zor bir şey yoktur. Bugün Almanya, Japonya vb. ülkelerde kitap okunuyor ki devlet istediğini halka, halk da istediğini devlete yaptırtabiliyor. Bu saydıklarım savaş döneminde dahi elinden kitabı düşürmeyen ülkeler. Okumadan kültür olmaz. Allah cc kuranı kerime “oku” emriyle başlıyor. Kardeşler, ağabeyler, ablalar bu iş okumadan olmaz bunu kafamıza yazalım. Şimdi bu anlattıklarımız eski düşünce sisteminin gençlerimize dayattığı kavramlardı. Bugün ise gençlerin kimyası çok değişti. Dış mihrakların oyunları sonucu yanlış düşüncelere kapılan gençler, bugün düşüncesizliğe itiliyor. Vurdumduymaz, aymaz, laylaylom bir gençlik oluşturulmaya çalışılıyor. Ve bu son yıllarda tuttu. Gençlerimiz o kadar saf ki koyunlaştırılmış robot muamelesi görülüyor. Çoğu zaman yaptıkları iş amelelikten öte geçmiyor. Düşünce dünyası karartılmış, kendisine verilen komutun dışına çıkamayan ve bu noktada komut dışı olanların ihraç edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Farklı düşünenler aykırı oluyor, dışlanıyor. Ama değişmeyen tek şey şudur ki gençlik her halükarda dış mihrakların emellerine hizmet ediyor. Bizden istenen şeyi geçmişte verdiğimiz gibi bugün de veriyoruz.
Az önce anlattığım şeyleri savunmuyorum ancak özellikle eğitim seviyesi bakımından belli noktalara gelmiş kardeşlerimizin belli ideolojilere gönül vermesi, bir hareketlilik getirmesi açısından çok önemlidir. Hiçbir görüşe sahip olmayan bir gençlik en kötü görüşe sahip olan gençlikten daha tehlikelidir diye düşünüyorum. Çünkü biliyorum ki bitaraf olan bertaraf olur ve ben yine biliyorum ki bizlere dayatılan düşünceler aslında bizim kendi iç dünyamızla uyuşmuyor ve bize hitap etmiyor ancak neme lazımcılık gereği bir şey yapamıyoruz. Şuan toplumumuz öyle sindirilmiş ki herhangi bir konu hakkında görüş bildirmek onların yapacağı en büyük yanlış oluyor. Özgürlük ve demokrasi mavalları atanlar özgür düşünceye sahip çıkmıyor hatta düşene bir tekme de sen vur cinsinden hareketlerle karşılık veriyor. Gençliğimiz, bana değmeyen yılan bin yaşasın mantığını uygulamaya koyarak kendisini dış dünyadan soyutluyor, bu sayede kendisini kişisel çıkarlarına daha iyi adapte ediyor. Bu noktada cemaatlara çok kızıyorum. “Biz siyasetle ilgilenmiyoruz” mantığını hayat düsturu edinip kendilerini hür irade ile düşünmemeye zorlayanlar bunun vebalini düşünmüyor sanırım. Bugün siyasetle ilgilenmemek “ben bilmem ağabeylerim bilir” mantığı ise ne mutlu onlara ki çok şeyler başardılar. Peki yeri gelmişken sormak istiyorum siyasetle ilgilenmemek sizlere oy verme hakkını nereden doğuruyor. Madem “beni kim yönetirse yönetsin ben işimi yaparım( yemek, içmek ve belli noktalarda kendini tatmin etmek)” mantığıyla hareket ediliyor, öyle ise başınıza gelen derebeylerin hükümranlığında sizin parmak iziniz ne geziyor ? kendilerini çelişkiler içerinde bırakıp, hayatı belli noktalara sıkıştıranlar, hayattan zevk almanın hazzına alanlarını daraltarak mı varmaya çalışıyorlar? Namaz kılmayı dinin bütünü sayanlara ne dersiniz? Bu yüzden ideolojisizlik, güdülmüşlük her hangi bir görüşe sahip olmaktan daha kötüdür. Ali ulvi kurucu hocamız “ gençliği olmayan bir millet, zillete müptela olur” diyor. Ne güzel demiş mübarek. Peki bugünkü zihniyet ne diyor “gençliği olan bir millet zaten belasını bulmuş, iyisi mi bunları hiç işin içine sokmayalım kendi kendileriyle uğraşmaktan dış dünyanın gerçeklerini göremesinler de bu sayede onları güdelim” mi diyor? Evet sevgili kardeşlerim maalesef tablo budur. İşte Türkiye’nin gençlik potansiyeli ve işte ülkemizin genç kadroları. Ülkemiz genç nüfus dinamiğine ,hani fişeği ateşleyen, sahip olduğu için dış mihraklar için tehlike arz ediyor. Geçmişte bizi kullandıkları gibi bu günde kullanmaya devam edenler kendi rantlarını halka mal etmeyi başarmış durumdadırlar. Bu zatlar kendilerini uyanık zannediyorlar amma Allah cc herkesten uyanıktır. Bizleri kandıranlar kendilerini kandırdığının farkında değil.

Sonuç itibariyle bu ülke hepimizin. Ve yıllarca kavgasını verdiğimiz sağcı, solcu kitleler yine bizlerin. İşin komik tarafı nedir biliyor musunuz? Bütün düşünceler insan mutluluğunu hedef alır. Ama görüyoruz ki bu suni, sonradan ortaya çıkmış zihniyetler insanlara, insanlığa mutluluk getirmiyor. İnsanları celil eden de zelil eden de Hak Teala’dır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın ve gayretlerimiz bizden alınan özümüzü tekrar kazanmak yolunda geçsin ki insanlığa faydamız dokunsun. Allah ın rızasını kazanmak uğrunda geçen bir gençlik… ne mutlu onlara, müjdeler olsun onlara... Zafer; inananlara…




Hasan Hüseyin DUYGU (ABD-İ ACİZ)

ISPARTA – 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder