hüviyeti olmayanın hürriyeti olamaz....

Hüviyet kelimesi Arapça bir kelime olup kimlik manasına gelir. Dünyada her şeyin bir kimliği vardır ancak kimlik bazen arzu edilen kimliği yansıtmayabilir. İşte asıl problem buradan kaynaklanmaktadır.

İçinde bulunulan şartlar, suni zeminler ve bazı olaylar insanları kimlik karmaşasına sürükler. Özellikle gençlerimiz kimlik noktasında sıkıntı çekerler ve belki de yıllar alacak bir sürecin içinde bulurlar kendilerini. Bu süreci fark ederek gerekli önlemleri almak en makulu olacaktır tabii. Gençlikle birlikte insanlar kimlik arayışına girmiş ve belli bir süre sonra kendilerine uygun bir profil bulmuş ve bunu benimsemiştir. Ancak herkes her profile sığdırılamaz, kimi zaman insan üzerine giydirilen kisveler kendini ele verir adeta. İnançlı bir insana inançsızlık kisvesi giydirilemez mesela. Ortamın buna müsaid olması gerekir. Gerekli şartlar oluştuktan sonra insan yavaş yavaş insanlığından uzaklaşır ve farklı kimliklere bürünebilir ancak. İnsanlar çocuk yaştan itibaren kendilerine bazı yakıştırmalarda bulunur, kendilerini ileride arzu ettiği mevkide görürler. Amma velakin bu her zaman aynı neticeyi vermez. Bazen şartlar insanları bulunduğu limandan alıp farklı limanlara sürükler. Mühendis olmak isteyen kardeşimiz öğretmen olabilir, sosyolog olmak isteyen ise tüccar olabilir. Aslında baştan beri anlatmak istediğim tamamen izafi olup temsili olarak anlatmak istediğimden ibarettir. Son yıllarda gençlerimiz fikri manada özünden uzaklaştırılarak başka bir benlikle karşı karşıya bırakılıyor. Özünden uzaklaşarak çağdaşlaşmaya, muasır medeniyetler seviyesine yükselmeye yada başka bir deyişle (güya)aslına dönüyor. İçindeki bastırılmış duyguları gün yüzüne çıkartarak hayvani duygularını tatmin etmek istiyor ve sonuçta geçici zevklerle karşı karşıya kalıyor. Bu süreç belli bir süre devam ediyor ve gencimiz sıkılıyor artık bu durumdan ve farklı kimliklere bürünmek istiyor artık. Bu sürünceme bu şekilde bir ömür devam ediyor. Ancak bir problem var gencimiz hala mutlu değil. geçici zevkleri ebede değiştiğinin farkında değildir belki de…
Zihnen kendini gerçekleştiremeyen kardeşlerimiz başkalarının düşüncelerine muhtaç olmak zorunda kalıyor ve hürriyet-i fikirden uzaklaşarak kendi öz düşüncelerini yabana atmış oluyor. Oysaki Allah cc hepimize aynı şekilde akıl ve fikir vermiştir. Hepimizi aynı şekilde yaratmış ve hepimizi ayırt etmeden aynı şeylerle vazifelendirmiştir. Müslüman olmak aklı kullanmayı, fikri yürütmeyi gerektirir. Bir ömür nadasa bırakılan fikirler hayata geçirilmediği takdirde hasatı da ertelenmiş olup hüsranla biten sonuçlara açık hale gelecektir. Şimdi dönelim mevzuumuza, hepimiz bir kimlikle doğmuşuzdur ve hepimizin bir ismi vardır. Ve bu kimlikle yaşarız. Biz biz olmalıyız öyleyse. Bizim başkası olmamıza ihtiyacımız yok. Biz biz olalım. Allah cc bizi ne de güzel anlatmıştır bir çok ayeti kerimede(müminun1-10).
Güzel kardeşlerim eğer hürriyet istiyorsak özümüze dönmek zorundayız. Ve bunun için ilk önce kimlik karmaşasını ortadan kaldırmak zorundayız. Bu nedenledir ki bu yazı sadece bir hatırlatmadır. İnşallah Bundan sonraki hayatımızda daha istikrarlı adımlar atarak Rabbimizin rızasını kazanmış olacağız…selametle kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder